9 Temmuz 2008 Çarşamba

Eyüp,İstanbul


Eyüp, İstanbul ilinin Avrupa yakasında yer alan bir ilçesi.
1936'da kurulan Eyüp ilçesinin yüzölçümü 242 km²'dir. 21 mahallesi 1 belde belediyesi ve 8 köyü bulunan Eyüp ilçesinin nüfusu 2000 yılındaki sayıma göre 255.921'dir. İlçe’nin haliç’in iç kesiminde kısa bir sahil şeridi vardır.
İlçe ismini, sınırları içinde türbesi bulunan Eyüp Ensari'den almaktadır. İstanbul'un Fethinden sonra Türklerin sur dışında kurduğu ilk yerleşim merkezi olan Eyüp'te başta Eyüp Sultan Camii olmak üzere Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi eser mevcuttur. III. Selimin annesi Mihrişah Valide Sultan’ın inşa ettirdiği imaret 200 yıldan beri faaliyetini sürdürmektedir. Tarihi Eyüp mezarlığında Osmanlı döneminin önemli asker, devlet adamı ve alimlerinin mezarları bulunmaktadır. Bilinenin aksine bölgede bir değil yedi sahabe mefdun bulunmaktadır.Şimdiki adı Alibeyköy olan Köpekyaylası önemli yerleşim alanlarındandır

Tarih

Kutsal yer ana girişi,türbe ve müze içerir,Eyüp
Bu alan şehir duvarları dışında kalmasına rağmen ,burada daima bir köy vardı. Çünkü iki nehir çok miktarda temiz su sağlıyordu. Ve Bizans döneminde köyde bir klise vardı. Ve daha sonra bir manastır(Bu günkü Eyüp Camii'nin arkasındaki tepelerin yükseğine inşa edilmişti) şehir duvarlarının dışında kalınca bu alan mezar yeri olarak kullanılmaya başlandı. Burada kliseler ve mezarlıklar vardı.Geniş müsliman mezarları ve büyük türbesi ile buraya adını ve ününü veren türbe olduğu kadar.

Eyüp El-Ansari'nin camii ve türbesi

Eyüp Camii nin mihrap ve minberli iç görünüşü,
Eyüp adı peygamber Muhammed'in yoldaşı ve sancaktarı olan Abu Ayyup Al Ansari den gelmektedir.Kendisi buraya Arap ordusu ile birlikte şehrin ilk defa feth edilme denemesinde gelmiş ve burada vefat etmiştir.Son arzusu ise buraya gömülmekti.Onun istirahat yeri Bizans döneminde hürmet edilen bir yerdi.Fakat 4.Haçlı seferindeki Latin azgınlığı sırasında diğer kutsal Bizans yerleri ile birlikte dağınık duruma düştü.Yedi yüzyıl sonra,İstanbul'un fethi sırasında II.Mehmed'in (Fatih Sultan Mehmed) hocası şeyh Akşemşettin tarafından yeniden keşfedildi.Fatih Sultan Mehmet ,şehrin alınmasından sonra bir mezar yeri veya Türbe Abu Ayyub'un istirahat yeri üzerine ve bir camii onun onuruna yapılmasını emretti.İstanbul'a ilk büyük cami inşa edilecekti.Geleneksel hamam,okul odaları ve kantin komleksi camiyi çevreleyecekti.Ayni zamanda İstanbul'a ilk defa böyle bir yapı yapılacaktı.Eyüp'ün kutsal yer olması noktasından,Caminin bir taşının peygamberin ayak izini taşıdığı söylenir.Pek çok cami,dua yerleri,şadırvanlar inşa edildi.Ve pek çok Osmanlı yöneticisi Abu Ayyub'un istirahat yeri yakınına gömülmek istiyordu.Alan büyüyordu ve pek çok dini mimarı kazanıyordu.İstanbul'a bu alana serin hava ve güzel manzara için gelmiş olan Türk ve yabancı turistlerin derviş tekkelerine ulaşabilme yeri haline geliyordu.Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme döneminde Eyüp şehir duvarları dışında kalan tanınmış üç yerleşim yerinden biri idi.Diğer ikisinden biri Üsküdar ve sonuncusu Galata idi.Bu dönemin bazı karakteri,Count Preziosi nin çoğu Eyüp'ü içeren şehrin yağlı boya tablolarında görülebilir.

Endüstriyel devrim sırasında Eyüp
17 nci ve 18 nci yüzyılda İstanbul Osmanlı İmparatorluğu'nun püskülü olarak plansız bir şekilde büyüyordu.Balkanlar'daki Türk toplumu ve Kafkasya'lılar şehre geldiler.Bu dönemde Eyüp alanı,bazı ruhsal havasını kaybederek şehirle birleşmiş hale geldi.Çünkü Altı Boynuz boyunca fabrikalar inşa ediliyordu.Bunları ilki Feshane idi.Fabrika Osmanlı ordusuna fes dikiyordu (Feshane bugün İstanbul Belediyesi bünyesinde bir sergi merkezidir).

Bugünkü Eyüp

Pierre Loti kahvesinden Haliç'in görünüşü
Yakın zamanda pekçok fabrika kapatıldı veya buradan kaldırıldı.Haliç artık kokmuyor.Su kenarında oturmak artık mümkün.Bundan dolayı Eyüp'ün nitelikleri tekrar olumlu olarak değişiyor.Alan bazı şeyleri de kaybediyor.Kırk veya elli sene önce publar ve oyun evleri ve şehir hayatının alışılagelmiş zevkleri vardı.Eyüp'te bugün hiç bar yoktur,buna rağmen köşe dükkanlarda bira satılabilir.Sokakları kahvehene ile doludur,insanlar burada sigara ve çay içerek veya oyun oynayarak vakit geçirirler. Yeni apartman blokları ile birlikte nüfusta büyüdü.Fakat atmosfer hala barış dolu.Camiler ve tarih semte hala hakim vaziyette.Eyüp ruhsal sakinlik ve rahatlama imajını vurgulamaya çalışmakla meşgul durumda.Sadece bir cami ve mezarlık olmayıp yukarı tepelerinde ağaçlıklar bulunur ve burada genişce yayılmış vaziyette duran ve adını Fransız yazar Pierre Loti den alan bir kahve vardır.Haliç üzerinde şahane bir manzaraya sahiptir.Eminönü'ne giden bütün yollar görülebilir.Ve büyük bir barış duygusunu ağaçların altında çayınızı alırken hissedebilirsiniz.Şimdi Haliç temiz olup ,sandalar insanları karşı sahillere taşımaktadır.Üsküdar,Eyüp arası düzenli olarak çalışarak yolcu taşıyan vapurları vardır.
RESİMLER

Hiç yorum yok: